Telif Hakkı İhlali Halinde Tazminat Sorumluluğu

Görüşlerimiz -

Genel olarak tüm Fikri Mülkiyet Hakları bakımından olduğu gibi, FSEK kapsamında koruma altında olan eser sahipliğinden doğan mali ve manevi hakların ihlali halinde, hak sahibinin, diğer hukuki haklarının yanı sıra,  ihlal sebebiyle doğan zararının tazminini talep etme hakkı da bulunmaktadır.

FSEK madde 70, eser sahibinin mali ve manevi haklarının ihlal edilmesi halinde, talep edilebilecek tazminata ilişkin ayrı düzenlemeler yapmıştır. Buna göre,  eser sahibi, manevi haklarının ihlal edilmesi halinde, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat ödenmesi talebi ile dava açabilecektir. Madde 70/1, eser sahibinin manevi haklarının ihlali halinde yalnızca manevi zarar doğabileceği ve yalnızca manevi zararın tazmini için dava açılabileceği yönünde bir izlenim yaratmaktaysa da; gerek doktrin gerekse Yargı kararları ile kabul edildiği üzere; eser sahibinin manevi haklarının ihlali halinde de, şayet maddi bir zarar söz konusu ise, yine, haksız fiil hükümlerine ilişkin genel düzenlemeler kapsamında, maddi tazminat davası da açılabilecektir.

Eser sahibinin mali haklarının ihlal edilmesi halinde, hak sahibinin, kusur, zarar ve illiyet bağı şartlarını ispat etmek koşuluyla gerek fiili olarak uğramış olduğu zararını gerekse mahrum kaldığı karın talep edebileceği konusunda şüphe bulunmamaktadır. Öte yandan, mali hakların ihlali halinde talep edilebilecek tazminat bakımından; eser sahibinin, ayrıca manevi zarar talep etmesinin önünde de bir engel bulunmamaktadır.

Maddi ve manevi tazminat talep haklarının yanı sıra, FSEK, eser sahibine, daha avantajlı ve hatta ihlalde bulunanın kusuru olmasa dahi talep edebileceği başka alacak hakları da sağlamaktadır.

FSEK madde 68 uyarınca, eser hakkı sahibi ( veya diğer hak sahipleri), eserlerin izinsiz çoğaltılması, yayılması veya bir şekilde umuma iletilmesi halinde, ihlalde bulunanlardan, hak sahibi ile söz konusu hakların kullanımına ilişkin bir sözleşme yapılması halinde ödeyecekleri bedelin en fazla üç kat fazlasını da talep etme hakkına sahiptir.

Her ne kadar uygulamada, eser sahibinin bu talep hakkı da bir tazminat talebi olarak değerlendirilmekteyse de; esasen Kanun sistematiği içerisinde bu talep bir tazminat alacağı talep hakkı olarak değil bir tecavüz ref  ( yöntemi olarak belirlenmiştir. Diğer bir ifade ile Kanun bu madde ile hak sahibi ile ihlalde bulunan arasında farazi bir sözleşme ilişkisi kurarak, ihlalde bulunanın bir bedel ödemesi karşılığında, ihlal fiiline hukuki nitelik vermekte ve tecavüzü de bu şekilde gidermektedir. Bunun doğal sonucu olarak da, örneğin daha önce izinsiz çoğaltılmış olan eserler, hak sahibi ile daha önce yapılmış bir sözleşme kapsamında çoğaltılmış kopyalar gibi piyasada satılmaya devam edebilecektir. Elbette bu durum ancak hak sahibinin bu yolu tercih etmesi halinde söz konusu olacaktır. Bir önemli husus da, hak sahibinin madde 68 kapsamında düzenlenen taleplerde bulunabilmesi için; hak ihlalinde bulunanın kusurlu olması aranmamaktadır.

Öte yandan, FSEK madde 70/son hükmü uyarınca da; hakları ihlal edilen eser sahibi, maddi ve manevi tazminat talepleri dışında, tecavüz fiili sebebiyle temin edilen kârın kendisine verilmesini isteme hakkına da sahiptir. Bu hak, tazminat niteliğinde olmayıp, tazminata ek olarak istenebilecek bir taleptir. Doktrinde bu talebin hukuki niteliği, “vekâletsiz iş görme” olarak ifade edilmektedir. Hakkı ihlal edilen kimsenin temin edilen karın kendisine verilmesini talep etmesi için, ihlalde bulunan kişinin kusurlu olması şartı aranmamaktadır. Öte yandan, hakkı ihlal edilen kişinin zararı olmasa dahi, kural olarak temin edilen karın devri talep edilebilir. Bunun gibi tecavüz sonucu elde ettiği kar, tecavüze uğrayanın zararından fazla olsa, hatta zararı aşan kısım büyük tutarlara ulaşsa bile, devir talebi aynen yerine getirilecektir. Dolayısıyla, temin edilen kârın verilmesi, mali ve manevi hak ihlalinde bulunan tarafın elde ettiği yararın yanına kâr kalmasının önlenmesi için öngörülmüş bir hak olup, maddi ve manevi tazminat talebinden bağımsızdır ve bu talep zarara bağlı değildir. 

Görüleceği üzere; eser sahibi, mali ve manevi hakların ihlali halinde, ihlal sebebiyle doğan zararının tazminini talep etme hakkı bulunduğu gibi tazminat taleplerine ek olarak diğer bazı talep haklarına da sahiptir. Ancak burada bütün bu taleplerin aynı anda kullanılabilmesi mümkün değildir.  Nitekim FSEK de, eser sahibinin hem madde 68 hem de madde 70/3 uyarınca talepte bulunması halinde, madde 70/3 uyarınca devri talep edilen kar tutarından, 68 uyarınca talep edilen farazi sözleşme bedelinin düşüleceğini belirtmektedir.

Son olarak, Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un yürürlüğe girmesini takiben;  eser sahipliğinden doğan hakları ihlal sebebinden kaynaklı tazminat ve/veya diğer konusu para olan davalar bakımından dava öncesi zorunlu arabuluculuk süreci zorunlu hale gelmiş olup bu türden davaların yetkili mahkemelerde ikamesinden önce zorunlu arabuluculuk sürecinin tamamlanması gerekmektedir.