Antibakteriyel Ürünlere Yapılan Başvurular Arttı

Dünyayı etkisi altına alan COVID-19, marka ve patent başvurularında da dinamikleri değiştirdi. Özellikle, antibakteriyel ürünler, çevrimiçi teknolojiler ve pazarlama platformları ile besin takviyesi ürünlerinde patent sayılarına ilişkin ciddi artışlar kaydedildi. Gün + Partners Patent Trademark Direktörü Pınar Arıkan, COVID-19 sonrası yeni dönem patent ve marka başvurularında da önemli değişimler yaşandığına işaret etti. Arıkan, “Her ne kadar iş faaliyetleri ilk aşamada belirli ölçeklerde duraklamış görünse de tüm dünyada normalleşme sürecinin başlamasıyla beraber patent başvurularının farklı alanlarda artmaya başladığı görüldü. Örneğin, antibakteriyel ürünlere yönelik taleplerin artmasına bağlı olarak yapılan başvuru sayılarında artış gözlemlendi. Ayrıca çevrimiçi pazarlama ve teknoloji ürünlerindeki marka ve patent başvurularının da arttığını gözlemlemekteyiz” dedi.

Pandemi döneminde tüm işlemlerin EPATS üzerinden çevrimiçi şekilde gerçekleştirildiğini ifade eden Arıkan, TÜRKPATENT’e başvuru süreçlerinde herhangi bir aksama olmadığını belirtti.

"Sınıf seçimi konusunda vekil desteği gerekli"

Marka veya patent başvurusu yapılmadan önce tescil edilebilirlik araştırması yapmanın olası riskleri görme açısın- dan önemli olduğunu ifade eden Arıkan, “Vekil kullanılmadan yapılan başvurularda genelde araştırma yapılmadan ilerlenebiliyor veya araştırma sonuçları doğru değerlendirilmediği için başvuru sahibi marka kullanımı sonrası farklı problemlerle karşılaşabiliyor. Ayrıca, marka başvurularında koruma kapsamını belirleyen sınıf seçimi konusunda da vekil desteği gerekli olabiliyor, böylece hem koruma kapsamı daha doğru belirleniyor hem de sınıflandırma kaynaklı gecikmeler yaşanmıyor” değerlendirmesinde bulundu.

Fikri sınai ve mülkiyet hakkı konusunda bilinç seviyesinin toplumun bütün kesimlerinde aynı olmadığının altını çizen Arıkan, bu nedenle başkalarına ait fikri mülkiyet haklarının izinsiz kullanımı konusunun yaygınlaştığını bildirdi. Hak sahiplerinin emek ve sermaye harcayarak yarattıkları değerlerin başkaları tarafından, bazı küçük değişikliklerin yeterli olduğu düşünülerek, kullanıldığına değinen Arıkan, “Diğer yandan, fikri mülkiyet kültürünün en sağlam olduğu toplumlarda dahi, bu tarz izinsiz kullanımlara rastlanıyor ve bunun tamamen önlenmesi de mümkün değil. Ancak toplum genelinde, fikri mülkiyet ile korunan değerin ne olduğu ve bunun değiştirilerek kullanımının dahi bazı hallerde hak ihlali yaratabileceği düşüncesinin yaygınlaşmasının önemli olduğu düşünüyoruz” dedi.