Yargıtay’ın Kısa Kelime Markalarına Yönelik Yaklaşımının Değerlendirilmesi

Türk Patent ve Marka Kurumunun, AB Fikri Mülkiyet Ofisi (EUIPO) kılavuzlarıyla uyumlu Marka İnceleme Kılavuzu’na göre, markalar arasındaki karşılaştırma markaların bıraktığı genel izlenime göre yapılmalıdır. Bu değerlendirmede markanın uzunluğu da önemli bir rol oynayabilir. Kısa markalarda, halk nezdinde her bir unsurun algılanması daha kolayken; uzun markalarda farklılıkların ayırt edilmesi güçleşebilir. Ancak her durum, kendi koşulları çerçevesinde ayrı ayrı değerlendirilmelidir.

Yargıtay, kararlarında genel olarak aynı yaklaşımı sürdürmektedir. Bununla birlikte, markalar kısa olsa dahi Yargıtay’ın değerlendirmelerinde asli unsurlara daha fazla ağırlık tanıdığı görülmektedir. Kısa kelime markaları bakımından Yargıtay’ın yerleşik görüşü, dikkatin markanın asli unsurunda yoğunlaştırılması gerektiği yönündedir. Bu çerçevede, asli unsurların özdeş veya yüksek derecede benzerlik göstermesi halinde, markaya sonradan eklenmiş tali unsurların yahut ek tali unsurların varlığı, karıştırılma ihtimalini ortadan kaldırmaya kural olarak yeterli sayılmamaktadır.

Örneğin, 20 Haziran 2023 tarihli, E. 2022/954, K. 2023/3909 sayılı kararında Yargıtay, aşağıda belirtilen markaların karıştırılacak derecede benzer olduğuna hükmederek Bölge Adliye Mahkemesi kararını onamıştır.

Dava konusu marka

Davaya gerekçe olarak gösterilen marka

 

Onanan kararda Bölge Adliye Mahkemesi, dava konusu markanın asli unsurunun “SFA” ibaresi olduğunu ve bu unsurun, asli unsuru “STFA” ibaresi olan marka ile yalnızca bir harfinin farklı olduğunu vurgulamıştır. Mahkeme, ihtilaflı markaların asli unsurları arasındaki yüksek benzerliği ve kapsadıkları mal ve hizmetlerin benzerliğini dikkate alarak, markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunduğu sonucuna ulaşmıştır.

Benzer şekilde, önceki içtihatlarıyla tutarlı olarak, Yargıtay 3 Mart 2025 tarihli, E. 2024/3305, K. 2025/1446 sayılı kararında, aşağıda yer verilen markaların benzerliğine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararını onamıştır. Anılan Bölge Adliye Mahkemesi kararında, ilk derece mahkemesi kararı kaldırılmıştır.

Dava konusu marka

Ret gerekçesi olarak ileri sürülen marka

 

Söz konusu kararda, ilk derece Mahkemesinin markalar arasında benzerlik bulunmadığı yönündeki tespitine rağmen, Bölge Adliye Mahkemesi ihtilaflı markaların asli ve tali unsurlarını ayrıntılı biçimde tespit etmiş ve her iki markanın asli unsurunun “MB” ibaresi olduğu sonucuna varmıştır. Bu doğrultuda Mahkeme, ayırt edici niteliği bulunmayan “Holding” ibaresinin eklenmesi ile “MB” ibaresine ilişkin stilizasyonun, yukarıda solda yer alan markayı ret gerekçesi olarak ileri sürülen markadan ayırt etmeye yeterli olmadığına hükmetmiştir.

Bu bağlamda, kısa kelime markalarına eklenen unsurların ayırt edici nitelikten yoksun ve tanımlayıcı ibareler olup olmadığının, ayrıca kısa kelime unsurunun marka içerisindeki konumunun dikkate alınmasının önem taşıdığı söylenebilir. Markalar arasında görsel farklılıklar bulunsa dahi, aynı asli unsurun varlığı benzerliğin ve karıştırılma ihtimalinin kabulü için yeterli görülmüştür.

Kısa Kelime Markalarına İlişkin Temel Çıkarımlar

İlgili kararlar ve Yargıtay’ın yaklaşımından da anlaşılacağı üzere, kısa kelime markalarının – hatta yalnızca iki harften oluşanların dahi – benzerlik değerlendirmesinde, asli unsurlar belirleyici rol oynamakta; buna karşılık, tali unsurlardaki farklılıklar tek başına markalar arasında ayırt edicilik sağlamaya yeterli görülmemektedir. Bu yaklaşım uzun süredir birçok uyuşmazlıkta benimsenmiş olmakla birlikte, her davanın kendine özgü koşulları bulunduğundan, uyuşmazlıklarda farklı sonuçlara ulaşılması mümkündür.